Türk Vatandaşlığının Kazanılması, Reddi ve İptali

T.C.
ANKARA
4. İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO          :2012/x
KARAR NO       :2012/x

DAVACI          :
VEKİLİ            : AV. ERDAL DEVELİOĞLU
Gmk Bulvarı No:20/11 Kızılay Merkez/ANKARA

DAVALI          : İÇİŞLERİ BAKANLIĞI ANKARA

DAVANIN ÖZETİ : x İli, x ilçesi nüfusuna kayıtlı Türk vatandaşı x ile x tarihinden itibaren evli olan Rus vatandaşı davacı ilişkin, x tarih ve x sayılı işlemin; hukuka aykırı olduğu, Türk kültür ve adetleriyle bütünleştiğini, ana dili gibi Türkçe konuştuğunu, evliliğinden bir çocuğunun bulunduğu, hiç bir somut gerekçe olmadan vatandaşlık talebinin reddedildiği iddialarıyla iptali istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacının 5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 16. maddesinde belirtilen şartları taşımadığı anlaşıldığından talebinin reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Ankara 4. İdare Mahkemesi’nce, duruşma için önceden bildirilen x tarihinde davacı ve kili Av. Erdal Develioğlu’nun, davalı idareyi temsilen Hukuk Müşaviri x’in geldiği görülerek, gelen taraflara usulüne uygun söz verilerek yapılan duruşma sonrası işin gereği görüşüldü:

Dava x ili, x ilçesi nüfusuna kayıtlı Türk vatandaşı x ile x tarihinden itibaren evli olan Rus vatandaşı davacı tarafından evlilik yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak için yaptığı başvurunun reddine ilişkin x tarihi ve x sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

x tarih ve 27256 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5901 sayılı Türk maddesinde, “(1) Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;

a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama, şartları aranır.
(2) Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde birinci fıkranın (a) bendindeki şart aranmaz.
(3) Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan yabancılar evlenmenin butlanına karar verilmesi halinde evlenmede iyi niyetli iseler Türk vatandaşlığını muhafaza ederler “hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 46 ncı maddesi uyarınca x tarih ve 27544 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Vatandaşlığı Kanununun uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin “Türk Vatandaşlığını Evlenme Yoluyla Kazanılmasında İl Emniyet Müdürlüğünce Yapılacak Soruşturmaya İlişkin Usul ve Esaslar” başlıklı 28. maddesinde, “(1) İl emniyet müdürlüğünce evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancının;

a) Aile birliği içinde yaşayıp yaşamadığı,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak şekilde fuhuş yapmak ve fuhuşa aracılık etmek gibi davranışlarının olup olmadığı,
c) Türk vatandaşlığını kazanmasında milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halinin bulunup bulunmadığı,
Hususları araştırılır ve oluşan olumlu veya olumsuz kanaat soruşturma formuna açık bir şekilde yazılır. Soruşturma formuna soruşturmaya ilişkin tutanaklar da eklenir.
(2) Soruşturması tamamlanan yabancının dosyası il müdürlüğüne iade edilir. Dosya gerekli inceleme ve araştırma yapılmak üzere il müdürlüğünce komisyona gönderilir.”Düzenlemesi yer almaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacının, x tarihinde x ili, x ilçesi nüfusuna kayıtlı Türk Vatandaşı x ile evlendiği, daha sonra evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanmak için Ankara Valiliği’ne yaptığı başvurunun İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün x tarihli Olur’u gereği x tarih ve x sayılı işlemle 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 10. maddesi uyarınca reddedilmesi üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Olayda Türk Vatandaşlığına Geçmek isteyen davacının Türk vatandaşlığına geçmek için yaptığı başvurusunun reddedilmesini ilişkin olarak davalı idarece herhangi bir gerekçe belirtilmemiş ise de, dava dosyasında var olan Türk Vatandaşlığını Kazanmak İsteyen Yabancı Şahıslara ilişkin ön inceleme araştırma formunda, güvenlik soruşturmasına ilişkin bölümünün, fuhuşla ilgili hakkında adli işlem yapıldığı ve ahlak açısından herhangi bir suç kaydı ve sakıncası bulunup bulunmadığına ilişkin kısmının ise, davacı hakkında Ankara Cumhuriyet Savcılığının x sayılı soruşturma dosyasına istinaden x tarihinde Emniyet görevlilerince “İnsan Ticareti” suçu ile ilgili yapılan çalışmada, gözaltına alınan diğer şahıslarla birlikte soruşturma dosyası kapsamında hakkında yakalama talimatı doğrultusunda yakalanıp işlem yapılarak serbest bırakıldığının görülmekte olup, anılan olayla ilgili olarak davacının yakalandığı ancak gözaltına alınan diğer şahıslarla bir ilgisinin olmadığının anlaşılması üzerine aynı gün salıverilerek takipsizlik kararı verildiği görülmektedir.

Öte yandan, davacının vatandaşlık talebi üzerine hakkında yapılan tahkikat sonucunda x tarihinde düzenlenen Türk Vatandaşlığını Kazanmak İsteyen Yabancı Şahıslara İlişkin Ön İnceleme Araştırma formunda, davacının aile birliği içerisinde yaşadığı, eşiyle bir arada oturduğu ve birbirlerinin kişilik özelliklerini bildiklerinin belirtilerek formun bu kısımlarının olumlu olarak doldurulduğu, güvenlik soruşturmasına ilişkin bölümünün, fuhuşla ilgili hakkında adli işlem yapıldığı ve ahlak açısından herhangi bir suç kaydı ve sakıncası bulunup bulunmadığına ilişkin kısmının ise, Ankara Cumhuriyet Savcılığının x sayılı soruşturma dosyasına istinaden yakalanması nedeniyle olumsuzluk olarak doldurulduğu, kanaat olarak da, evliliğinin normal bir evlilik olduğu ve evliliği yönünden herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadığının belirtildiği, x tarihli mülakat formunda ise, Mülakat Komisyonunca davacının, 5901 sayılı Kanun’un 16. maddesindeki şartları taşıdığı yönünde kanaat belirtildiği görülmektedir.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan x yargılama giderinin ve A.A.Ü.T uyarınca duruşmalı davalar için belirlenen x avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren artan posta ücretinin isteği halinde davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay’a temyiz yolu açık olmak üzere x tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan           Üye         Üye
C.C.                 İ.Ö           U.C

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir